Aile dizimi/konstelasyon çalışmaları atalardan aktarılan travmatik deneyimlerin etkilerini ve kişinin kendi yaşanmışlığından taşıdığı, duygusal tıkanıklıklar ve düğümlenmelerin açığa çıkmasını sağlayan, ruhsal, duygusal ve somatik deneyime dayalı terapotik etkisi olan bir yöntemdir.
Alman psikoterapist Bert Hellinger, yöntemin ortaya çıkmasında farklı kültürlerden ve terapi tekniklerden esinlenmiştir. Özellikle Güney Afrika’ya görevli gittiğinde, şaman toplumlarıyla yaşamış ve onların sorunlara yaklaşımlarından, çözüm yöntemlerinden, kabul ve onaylama üzerine yaptıkları ritüellerden çok etkilenmiş ve yöntemin bugünkü şeklini almasında ilham kaynağı olmuştur.
Hellinger, klasik psikanaliz eğitimi almış ve bu süreçte bir çok kuram ve teknikten de etkilenmiştir. Sistem teorisi, Virginia Satir’in aile sistemi terapisinde kullandığı “Aile Heykeli” tekniği, Moreno’nun “Psikodrama” yöntemi ve Eric Berne’nin “Transaksiyonel Analiz” teorisi, Hellinger’in çalışmalarını şekillendiren önemli etkenler olmuştur. Berne’nin “Herkesin çocuklukta yazdığı gizli yaşam senaryosuna göre yaşadığı” görüşüne dayanarak Hellinger, bu senaryoların önceki nesillerden devralınabileceğini ve kişinin kendisine ait bir sorunmuş gibi sahiplenebileceğini fark etmiştir. Tüm bu öğrenim ve deneyimlerini harmanlayarak konstelasyon yöntemini insanlığın hizmetine sunmuştur. Yöntem, “sistem konstelasyonu” çatısı altında gelişmiş ve sebep-sonuç ilişkisiyle döngüsel etkileşimin olduğu perspektif hakimdir. Bu nedenle bireyi tek başına ele almaz. Bağlı olduğu sistemin içindeki dinamiklerin ne olduğuna ve bireyi nasıl etkilendiğine bakarak bütünlük içinde değerlendirir. Konstelasyon kavramı, bir sistem içindeki unsurların birbirlerine olan konumu, durumu ve etkileşimini ifade eder. Çalışmanın almanca orjinal adı “Famillien Aufstellung” olan ve uluslararası alanda “Family Constellation Work” olarak bilinir. Türkiye’de “Aile Dizimi” veya ” Konstelasyon Çalışmaları” olarak
Nasıl etkileniyoruz?
Atalarımızın yaşadığı çözüme ulaşmamış travmatik deneyimler, nesiller boyu devam eden psikolojik ve duygusal yükler oluşturabilir. Bu deneyimler arasında savaş, zorunlu göç, sırlar, büyük maddi ve manevi kayıplar, etnik çatışmalar, cinayet, taciz, ihanet, intihar, büyük kazalar, erken yaşta anne-baba, kardeş ya da çocuk kayıpları, evlatlık, kavuşulmamış aşklar, miras haksızlıkları, iflas, düşük ve kürtajlar gibi olaylar bulunmaktadır. Bu tür deneyimler varoluşsal yasaların ihlal edilmesine neden olur ve bu ihlaller, sistemik vicdanın harekete geçmesine yol açar. Sistem, bu olayların yükünü taşıyacak ve ihlal edilen yasaların telafisini yapacak bir kurban arar.
Bu bağlamda, aile sistemine aidiyetini korumak için kör sevgiyle bağlı olan kişi, sistemin tekrar dengelemek için kendini feda edebilir. Bu fedakarlık kişinin yaşamında benzer olaylar yaşamasına veya psikolojik sorunlar, bağımlılıklar, ölümcül hastalıklar, maddi ve manevi kayıplar, ilişki sorunları, iş yaşamında sorunlar, öfke patlamaları ve varoluşsal problemler gibi şekillerde ortaya çıkabilir.
Aile dizimi/ konstelasyonu yöntemi, bu tür sistemik aktarımları, kör sevgiyle oluşan bağları, özdeşleşme ve dolanıklıkları çözümlemeye yönelik güçlü bir alan açar.
Çalışılabilen örnek konu başlıkları;
- Evlilik veya partner ilişkilerinde sorunlar
- Sağlıklı ilişki veya eş, partner seçimi yapamama
- Biyolojik sorun olmadığı halde çocuk sahibi olamama
- Yetersizlik, değersizlik, engellenmiş veya baskı altında hissetme
- Haksızlığa uğrama, terk edilme, kaybetme kaygısı
- Yeni bir şeye başlayamama
- Anne, baba ve kardeşler arası şiddet
- Kendini hiçbir yere ait hissetmeme
- İçinde bulunduğu durumu değiştirmek isteyip değiştirememe
- Anlamsız öfke patlamaları
- Alkol, uyuşturucu, kumar, sigara bağımlığı
- Yeme bozuklukları
- Para kazanmakta zorlanma
- Yatırımlarından zarar veya iflas etme
- İş yaşamında zorlayıcı ilişki ve olaylar yaşama
- Kariyerini nasıl şekillendireceğine karar verme
- İş yaşamında çatışma, terfi ve rekabet sorunları
- İş mi değiştirmeliyim ya da kendi işimi mi kurmalıyım?
- Potansiyelini kullanamama
- Topluluk önünde konuşma korkusu
- Tekrarlayan kazalar veya kayıplar
- Takıntılı davranış ve düşünceler
- Sürekli aldatma veya aldatılma
- Korku, endişe ve kaygılarla yaşamı kısıtlama
- Ölümcül hastalık ve kronik sağlık sorunları
Nasıl uygulanır?
Grup ya da bireysel yüz yüze/ online olarak uygulanabilmektedir.
Çalışmalarda; uygulayıcı, danışan ve katılımcıların rolleri vardır.
Uygulayıcı; Çalışmayı yapan kişidir.
Danışan; Çalışma konusunu getiren kişidir.
Katılımcılar; Çalışılan konudaki kişi ya da kavramları temsil eder.
Danışanın çalışmak istediği konuya istinaden kişi ya da kavramı temsil etmek üzere temsilciler seçilir. Temsilcilerin danışanın getirdiği konuyu ya da kimin adına alanda yer aldığını bilmelerine ihtiyaç yoktur. Temsilciler arasında sistemin dinamiklerini ortaya çıkaran sezgisel hareketleri başlar. Uygulayıcı ortaya çıkan hareket akışını takip ederek sorunun kaynağını danışana göstermek, çözüme ulaştırmak amacıyla alanı yönetir.
Bireysel çalışmalarda ise temsilci algısı yerine danışan ve uygulayıcı birlikte, insan figürleri, objeler veya imajinasyon tekniği kullanarak çalışılır.
Kimler katılabilir?
Ruh sağlığı yerinde olan, yetişkin her birey bu hizmetten faydalanabilir.